3 Mayıs 2011 Salı

prenses

 


 Yağmurun iyice bastırdığı bir günde küçükken cansıkıntısından karaladığım üzerinde geniş popolu büyük gögüsleri olan olan kızlar çizdiğim ve onları boyamayı unuttuğum 100 yaprakı çizgili bir defter..O defterin en çok tırtıklı plastik kapağını seviyordum..İlk aldığımda hiç sevmediğim bir defterdi üzeindeki kırmızı güller filan...E can sıkıntısı ya bu o çizdiğim kadınları çiçekleri gülen suratları kalpleri..hepsini sildim.Tabii kalemi bastırarak çizdiklerim hariç..O sayfaları kopardım.Yırtılan kağıt sesleri pencereye vuran yağmurlar bir yandan da yemek kokuları..

Yemek kokusu konusunda her zaman hassastım..Özellikle duştan çıktığımda..Hindistan cevizi şampuanıyla yıkadığım saçlarımın ve annemin en pahalı parfümünü gizlice sıktığım pijamamın mis kokusunun geçmesi beni deli ederdi..Prensestim çünkü,saftım.Ananemin evi çok mistik bir havaya bürünürdü yağmur yağarken güneşlikler çekilir ışıklar yakılırdı erken olmasına rağmen ..Hiç istemezdim,ışıktan nefret ederdim..Hala öyle.Anarken üzüldüğüm kişi yoktu..Nefretim ateşlendirecek biri yoktu aşık olduğum biri de yoktu..Küçüktüm çünkü..Garip bir çocuktum.O zamanın en bilindik pop şarkısı veya okulda öğrendiğimiz şarkıları değil o zaman adını hiç bilmediğim bir türü mırıldanırdım.Arasıra tv de duyduğum o 'uyduruk ve anlam ifade etmeyen sesleri'...Arya söylerdim..Ğaaa-Ğooo-ğiii-aaaooğ..Sesimi kalınlaştırıp tizlerştirerek..Şanslıydım ki bana 'kapa çeneni diyen olmamıştı'.O deftere gelince..Onu hatıra defteri yapacaktım ilk ananeme yazdırdım..Bana Papatyam derdi..Sarı saçlı beyaz tenli olduğum için..Yine öyle dedi ve yazdı..Daha sonra işten gelen dedem..Emekli banka müdürüydü..Tüm ailenin de müdürüydü..Ondan hiç bir zaman çekinmedim otoriter bakışlarından hiç..Onada yazdıracaktım..Emekli olmasına rağmen bi dükkanı varrdı kitapçıydı..Eve geldi he zamanki gibi ilk önce çizgili pijamalarını giydi namazını kıladı loş odada uzun ve zayıf bedeniyle gülümsedi ve yanıma oturdu..Ona dede diye hitap etmeyi çok özlediğimi şu an anlıyorum..Dede lafının 4 senedir kimseye söylemedim..

Sıra ondaydı..Defteri verdim ve masadan turuncu tükenmez kalemi uzatarak 'hatıra' yazmasının istedim..Eğik ve ince yazısıyla dualarını yazdı..doktor ol yazdı..

Şu an yağmur yağıyor..öğle ezanı okunuyor oda loş..Ama hiç kimse yok sadace bilgisayaım kedim ve ben..Artık nefret ettiğim,kızdığım aşık olduğum kişiler var.Tek değişmeyen şey ise 'hala arya söyüyorum'...