14 Haziran 2012 Perşembe

Kahve.

 


Kahve...Köpüksüz,şekersiz,acı ve sıcak..Bir içecek bu kadar çok sevilir mi?!Bu kahve aşkım çok eskiden beri var aslında..

 Küçükken bana göre yetişkin olmak kahve içmek
 demekti..Evin genç kızı kahveyi yapar..Köpük hilesinide unutmaz(köpük hilesi:kahve piştikten sonra fincanlara dökülür ve üzerleindeki köpükler kaşık ile fincanlara paylaştırılır tükürmek değil yani..)tepsiden gözünü ayırmadan içerdekilere sunar..O yapan kızı çok özenirdim.içimden 'biz de varız burda insan bize de koyar'derdim.Babamın kahvesinde olurdu hep gözüm o da beni kıramamaz içirirdi tabii şu sözü söyleyip 'bukadar kahve içesen karakız olursun..düğününde kar yağar.'Kalabalık içinde herkes kahvelerini hüpürdetip siyasetten bahsederdi...
 Şimdi o gıcık olduğum,bana kahve koymayan abla gibiyim.İstediğim kadar kahve içiyorum,köpük hilesi yapabiliyorum,'eline sağlık kızım' lafını işitebiliyorum..Tek fark ben küçük çocuklarada 'kahve ister misiniz?' diye soruyorum..Tabii arkadan annesi 'aa..çocuk kahve mi içermiş!..' diyor o ayrı..Şimdiyse 'karakız' olacağım günü ve 'kar yağacak düğünümü' bekliyorum..